ne demek?

Birinin kötülüğünü isteyen, ondan nefret eden, ona zarar vermeye çalışan kimse; yağı, hasım, husumetli, dost karşıtı

Telaffuzu

:

Tipi / Türü;

isim

Kökeni;

"Farsça duşmān"

Kullanımı;

"Ben ki dans salonlarına, barlara düşman bir adamımdır."

Hecelenişi / Hecelemesi;

düş-man

Birbirleriyle savaşan devletler ve bu devletlerin asker, sivil bütün uyrukları

Kullanımı;

"Biz toprağımızdan düşmanı atmaya mecburuz."

Aralarında birbirleriyle çatışmaya varacak ölçüde anlaşmazlık olan taraflar

Kullanımı;

"Dostumuza güvenmeyelim de düşmanımıza mı güvenelim?"

Bir şeyin yaşamasına, barınmasına engel olan (güç, tutum vb.)

Tipi / Türü;

sıfat

Bir şeyi büyük ölçüde kullanıp tüketen kimse

Tipi / Türü;

mecaz

Kullanımı;

"Ekmek düşmanı."

Bazı şeylerden nefret eden, tiksinen kimse

Tipi / Türü;

mecaz

Kullanımı;

"İçki düşmanı."
düşman