ne demek?

istemeden kısa bir süre uyuyuvermek

Kullanımı;

"Hanife kadın hastalandı, şimdi o gelinceye kadar işlerini ben yapıyorum, çamaşır yıkadım da yorulmuşum, şöyle içim geçmiş."

Hecelenişi / Hecelemesi;

içi-geçmek

bir işe yaramaz duruma gelmek

Kullanımı;

"Islak duvarların, rüzgâr vurdukça çatırdayan çatıların altında insanların içi geçti."

yaşlılıktan, güçsüzlükten isteksiz olmak, hiçbir şeye ilgi duymamak

kavun, karpuz vb. yenmeyecek biçimde içi bozulmuş olmak