ne demek?

ayakları üzerinde durmak, dikilmek

Kullanımı;

"Yeniden ayağa kalkıyorum, pencereye kadar gidiyorum."

Hecelenişi / Hecelemesi;

ayağa-kalkmak

hasta iyileşip yürüyecek duruma gelmek

Kullanımı;

"Jülide yavaş yavaş iyi oluyordu, ilkbahara doğru büsbütün ayağa kalktı."

saygı göstermek için oturma durumundan ayaküzeri durumuna geçmek

harekete geçmek

Kullanımı;

"O gün yer yerinden oynadı, bütün İstanbul'a ayağa kalkmıştı."

isyan etmek

telaşlanmak, telaşa kapılmak, heyecanlanmak

Tipi / Türü;

mecaz

Kullanımı;

"Bütün kahve halkı ayağa kalkıyor."