ne demek?

Ağzın alabileceği miktarda

Tipi / Türü;

zarf mecaz

Kullanımı;

"Bir boşalmaya, ağız dolusu boşalmaya, soyundan başlayarak boşalmaya isteğim var ki boşalamazsam patlayacağım."

Hecelenişi / Hecelemesi;

ağız-dolusu

Birçok, birbiri ardınca olan

Tipi / Türü;

sıfat

Kullanımı;

"Kaptan ağız dolusu küfür savuruyordu."

Birbiri ardınca gelen, çok fazla

Tipi / Türü;

sıfat

Kullanımı;

"Necati'yi okuyup sevenler, beğenenler ağız dolusu sitayiş ve beğenmeyenler ağız dolusu istihkar etsinler."
ağız-dolusu