o yere doğru gitmeye başlamak
Kullanımı;
"Bir süre sonra, kara kış gelince bakmış ki olacak gibi değil, güneyin yolunu tutmuş."Hecelenişi / Hecelemesi;
yolunu-tutmak benimsemek, gereğini yerine getirmek
Kullanımı;
"Sen de biraz adamlığın yolunu tutmalısın."Hecelenişi / Hecelemesi;
yolunu-tutmak