ne demek?

Bir kimseyi veya bir şeyi dış etkilerden, tehlikeden, zor bir durumdan uzak tutmak; muhafaza etmek, vikaye etmek, sıyanet etmek

Telaffuzu

:

Tipi / Türü;

-i -denFiil

Kullanımı;

"Orasını tozdan, yağmurdan korumak borcumuzdur."

Hecelenişi / Hecelemesi;

ko-ru-mak


Güçlü bir kimse veya kuruluş, güçsüz birini veya bir şeyi desteklemek; himaye etmek

Kullanımı;

"Beni kendi kardeşi gibi sever, babasının hışmından korurdu."

Tehlikeye karşı savunması altında bulundurmak

Tipi / Türü;

-i

Kullanımı;

"Yurdu korumak."

Tehlikeli, zararlı durumları önlemek

Tipi / Türü;

-i

Kullanımı;

"İlaçla meyveleri korudu."

Bir şeyin eskimesini, yıpranmasını önlemek için gereken dikkat ve özeni göstermek

Tipi / Türü;

-i mecaz

Kullanımı;

"Üstünü başını biraz korusaydın bu kadar kirlenmezdi."

Süregelen bir durumun değişikliğe uğramasını önlemek

Tipi / Türü;

-i mecaz

Kullanımı;

"Geleneklerini koruyorlar."

Karşılamak, denk gelmek

Tipi / Türü;

-i mecaz

Kullanımı;

"Bu işin geliri masrafını korumaz."