meaning in Turkish

1. means (synonym):

► emretmek

pronounce

:

class / type;

-e -i Verb

Sample sentence;

"Ahlak sadece kötülük etmekten çekinmek değildir, başkalarının edecekleri kötülükleri de önlemeye çalışmayı buyurur."

Syllables;

bu-yur-mak


2. means (synonym):

► söylemek

class / type;

Sample sentence;

"Çok doğru buyuruyorsunuz.""Bir şey mi buyurdunuz?"

3. means (synonym):

“Buyurun” diyerek konuğu saygı ile içeri almak veya dışarı çıkarmak

class / type;

-e

Sample sentence;

"Salona buyurmaz mısınız?"

4. means (synonym):

İkram edilen bir şeyi almak

class / type;

-i

Sample sentence;

"Buyurunuz kahvenizi!"

5. means (synonym):

“Etmek, olmak” anlamında yardımcı fiil olarak kullanılır

class / type;

yardımcı fiil

Sample sentence;

"Size karşı derin hürmeti vardı, lütuf buyurur sorarsanız yalnızlığını hissetmez."
buyurmak