ne demek?

Hareketsiz durumda olmak

Telaffuzu

:

Tipi / Türü;

nesnesizFiil

Kullanımı;

"Motorlu su taşıtlarından biri de kanal rıhtımının tam bizim önümüze düşen bir noktasında demir atmış duruyordu."

Hecelenişi / Hecelemesi;

dur-mak


İşlemez olmak, çalışmamak

Kullanımı;

"Bileğimdeki saat durmuş."

Bir yerde bir süre oyalanmak, eğlenmek, eğleşmek; tevakkuf etmek

Kullanımı;

"Yolda nerede çeşme gördümse durdum, elimi yüzümü yıkadım, su içtim."

Sona ermek; kesilmek

Kullanımı;

"Yağmur durdu."

Varlığını sürdürmek

Kullanımı;

"Türklerin yüzlerce yıl önceki kitabeleri hâlâ duruyor."

Var olmak

Kullanımı;

"Bu kadar dersim dururken sinemaya nasıl gideyim?"

Beklemek, dikilmek

Kullanımı;

"Oturacak değil, ayakta duracak yer yok."

Birisinin malı olarak bulunmak veya o malla ilişkisi olmak

Kullanımı;

"Yazlık eviniz hâlâ duruyor mu?"

Bir yerde kalmak

Kullanımı;

"Artık çok durmamış, yanındaki hanımla birlikte balodan çıkmış."

Bir yerde olmak veya bulunmak

Kullanımı;

"Aspirin getirmeyeceğini adı gibi biliyordu çünkü çekmecesinde dokunulmamış bir kutu duruyordu."

Belli bir durumda, bir görevde bulunmak

Kullanımı;

"Her gelişimde ben de maçları seyreder, kaleci dururdum."

Ara vermek

Kullanımı;

"Sabahtan beri hiç durmadım."

► yaşamak

Tipi / Türü;

mecaz

Kullanımı;

"Anneannen duruyor mu?"

Kök veya gövdeleri sonuna -a (-e) zarf-fiil eki almış fiillere gelerek süreklilik bildiren birleşik fiiller oluşturur: Çalışadurmak, bakadurmak, getiredurmak, yiyedurmak gibi

Tipi / Türü;

yardımcı fiil