1. Anlamı (eş anlamlısı):
İçi boş olmayan, dolmuş, meşbu, pür. "( zıt anlamlısı: boş )"
Özelliği / Tipi / Türü; "sıfat"
Örnek / Cümle; "Evin kedisi , dolu sürahiyi masadan düşürüp kırdı."
1. Anlamı (eş anlamlısı):
İçi boş olmayan, dolmuş, meşbu, pür. "( zıt anlamlısı: boş )"
Özelliği / Tipi / Türü; "sıfat"
Örnek / Cümle; "Evin kedisi , dolu sürahiyi masadan düşürüp kırdı."
2. Anlamı (eş anlamlısı):
Havada su buğusunun birden yoğunlaşıp katılaşmasından oluşan, türlü irilikte, yuvarlak veya düzensiz biçimli buz parçaları durumunda yere hızla düşen bir yağış türü
Özelliği / Tipi / Türü; "isim"
Örnek / Cümle; "Antalya'da dolu yağışı yüzünden seralar zarar gördü."
3. Anlamı (eş anlamlısı):
Boş yeri olmayan, her yeri tutulmuş olan
Özelliği / Tipi / Türü; "sıfat"
Örnek / Cümle; "Okullar tatil olduğu için otobüsler dolu."
4. Anlamı (eş anlamlısı):
Bir yerde sayıca çok
Özelliği / Tipi / Türü; "sıfat"
5. Anlamı (eş anlamlısı):
Boş vakti olmayan, meşgul
Özelliği / Tipi / Türü; "sıfat"
6. Anlamı (eş anlamlısı):
Çok olan "(iş, uğraş, olay vb.)".
Özelliği / Tipi / Türü; "sıfat"
7. Anlamı (eş anlamlısı):
İçinde atılacak mermisi bulunan "(top, tüfek vb. ateşli silahlar)"
Özelliği / Tipi / Türü; "sıfat"
8. Anlamı (eş anlamlısı):
Tornacılıkta delik açılmamış "(gereç)".
Özelliği / Tipi / Türü; "sıfat"
9. Anlamı (eş anlamlısı):
Bir duygunun güçlü etkisinde olan.
Özelliği / Tipi / Türü; "sıfat, mecaz"
10. Anlamı (eş anlamlısı):
İçki doldurulmuş bardak.
Özelliği / Tipi / Türü; "isim, eskimiş"
do-lu