ne demek?

oturacak yer bulamamak

Kullanımı;

"Kadınlara yer vermek alışkanlığı da olmadığından, çok kez ayakta kalır."

Hecelenişi / Hecelemesi;

ayakta-kalmak

yıkılmamak, çökmemek

Tipi / Türü;

mecaz

Kullanımı;

"Tek başına, yakınmasız ayakta kalabilmiş tüm kişiler gibi örtük bir bilgelik geliştirmişti."

değerini yitirmemek, önemini korumak

Tipi / Türü;

mecaz

Kullanımı;

"Ömürleri boyunca hep kendilerini başkalarından sorumlu hissetmiş ve ancak böyle ayakta kalabilmiş insanlardan biriydi."