1. anlamı (eş anlamlısı): Eski Türk devletlerinde, özellikle Selçuklularda şehzadelerin eğitimi veya bağımsız olarak bir eyaletin yönetimi ile görevli vezir
Eski Türk devletlerinde, özellikle Selçuklularda şehzadelerin eğitimi veya bağımsız olarak bir eyaletin yönetimi ile görevli vezir
1. anlamı (eş anlamlısı): Isparta iline bağlı ilçelerden biri
Isparta iline bağlı ilçelerden biri
T. ata + T. beg. bk. ata. bk. bey.Eski Türkçe ata “baba” ve beg “bey” sözcüklerinden Selçuklular döneminde ortaya çıkan bir unvandır (TMEN II: 415). Bu unvanı alan ilk kişinin Nizamülmülk, ona bu unvanı veren de Melikşah veya Alparslan olduğu kabul edilir (Cahen 1986: 731; Alptekin 1991: 38). Senglah’ta ata beg / atabėg “Sulçuklu hükümdarlarının çocuklarını yetiştiren mürebbi ve lala” olarak geçer (EDPT: 40). Eski Anadolu Türkçesi ve Osmanlıca belgelerde atabeg (اتابك) biçiminde geçer (Meninski 1680 I: 36; TTS I: 270; Pakalın: 102; Rásonyi-Baski 2007: 84). Bu dönemlere ait belgelerde atabeglik, atabeg-i a'zam, atabek-i Sultān, atabekü'l-asâkir, atabekü'l-cüyûş türev ve terkiplerine rastlanır (Meninski 1680; Alptekin 1991: 38-40). Osmanlı İmparatorluğu döneminde bu unvan yerini Farsça kökenli lālā (لالا)’ya bırakır.Türkçeden Çinceye ao-sz, at’a-bei “eski bir yönetici”, Farsçaya atābek “şehzade eğitici; bir unvan”, Urducaya ātābek “saygıdeğer kişi”, Arapçaya atābak “ordu komutanı, asker başı”, Ermeniceye atabak “atabey” ve Yunancaya atapágas olarak geçer (TMEN II: 415). 12. yüzyıl Bizans kroniklerinde ἀταπαχάς “Türk lideri ve onun soyundan gelenler” (Moravcsik 1958: 77) olarak belgelenir.Yeni Uygurcanın Kâşgar ve Yarkend ağzında atabeg "atabey; bir aile veya kabilenin ilk atası, cet (bir Fars hükümdar sülalesinin adı)" olarak yaşar (Shaw 2014:43).feylekūs aŋa atabeglik ide / dilese kim rūmda beglik ide (Ahmedî, İskender-nâme, 1390).emı̇̄r seyfe’d-dı̇̄n kulavunı atabeg itdiler (Târih-i İbn-i Kesîr Tercümesi, 15. yy.)şah nu'mān atabėk oldı aŋa / şefkat içre ata dėk oldı aŋa (Ali Şîr Nevâî, Seb'a-yi Seyyâr, 15. yy.)vezı̇̄r-i a’zam çün atabeg-i devlet olup istiklāl üzre makām-ı sadaretde temekkün etmişdi (Naîmâ Târihi, 17-18. yy.=TTS).
T. ata + T. beg. bk. ata. bk. bey.
Eski Türkçe ata “baba” ve beg “bey” sözcüklerinden Selçuklular döneminde ortaya çıkan bir unvandır (TMEN II: 415). Bu unvanı alan ilk kişinin Nizamülmülk, ona bu unvanı veren de Melikşah veya Alparslan olduğu kabul edilir (Cahen 1986: 731; Alptekin 1991: 38). Senglah’ta ata beg / atabėg “Sulçuklu hükümdarlarının çocuklarını yetiştiren mürebbi ve lala” olarak geçer (EDPT: 40). Eski Anadolu Türkçesi ve Osmanlıca belgelerde atabeg (اتابك) biçiminde geçer (Meninski 1680 I: 36; TTS I: 270; Pakalın: 102; Rásonyi-Baski 2007: 84). Bu dönemlere ait belgelerde atabeglik, atabeg-i a'zam, atabek-i Sultān, atabekü'l-asâkir, atabekü'l-cüyûş türev ve terkiplerine rastlanır (Meninski 1680; Alptekin 1991: 38-40). Osmanlı İmparatorluğu döneminde bu unvan yerini Farsça kökenli lālā (لالا)’ya bırakır.
Türkçeden Çinceye ao-sz, at’a-bei “eski bir yönetici”, Farsçaya atābek “şehzade eğitici; bir unvan”, Urducaya ātābek “saygıdeğer kişi”, Arapçaya atābak “ordu komutanı, asker başı”, Ermeniceye atabak “atabey” ve Yunancaya atapágas olarak geçer (TMEN II: 415).
12. yüzyıl Bizans kroniklerinde ἀταπαχάς “Türk lideri ve onun soyundan gelenler” (Moravcsik 1958: 77) olarak belgelenir.
Yeni Uygurcanın Kâşgar ve Yarkend ağzında atabeg "atabey; bir aile veya kabilenin ilk atası, cet (bir Fars hükümdar sülalesinin adı)" olarak yaşar (Shaw 2014:43).
feylekūs aŋa atabeglik ide / dilese kim rūmda beglik ide (Ahmedî, İskender-nâme, 1390).
emı̇̄r seyfe’d-dı̇̄n kulavunı atabeg itdiler (Târih-i İbn-i Kesîr Tercümesi, 15. yy.)
şah nu'mān atabėk oldı aŋa / şefkat içre ata dėk oldı aŋa (Ali Şîr Nevâî, Seb'a-yi Seyyâr, 15. yy.)
vezı̇̄r-i a’zam çün atabeg-i devlet olup istiklāl üzre makām-ı sadaretde temekkün etmişdi (Naîmâ Târihi, 17-18. yy.=TTS).