1. anlamı (eş anlamlısı): Bir şeyin ne demek olduğunu, neye işaret ettiğini kavramak; fehmetmek
Bir şeyin ne demek olduğunu, neye işaret ettiğini kavramak; fehmetmek
2. anlamı: Yeni bilgileri eskileriyle bir araya getirerek sonuç niteliğinde başka bir bilgi edinmek; fehmetmek
Yeni bilgileri eskileriyle bir araya getirerek sonuç niteliğinde başka bir bilgi edinmek; fehmetmek
3. anlamı: Sorup öğrenmek
Sorup öğrenmek
4. anlamı: Doğru ve yerinde bulmak
Doğru ve yerinde bulmak
5. anlamı: Birinin duygularını, istek ve düşüncelerini sezebilmek; çakozlamak, fehmetmek
Birinin duygularını, istek ve düşüncelerini sezebilmek; çakozlamak, fehmetmek
6. anlamı: Bir şey hakkında bilgisi bulunmak
Bir şey hakkında bilgisi bulunmak
7. anlamı: Yarar sağlamak
Yarar sağlamak
T. aŋ “anlayış, zihin” + T. addan eylem yapım eki +la-. bk. an (III).11. yüzyıl öncesinde “anlamak” karşılığında uk- fiili yaygındır. Kâşgarlı Mahmud, Ar. fahima karşılığını verdiği aŋla- eyleminin Oğuzca olduğunu belirtir. EDPT, bu eyleme ait oldukları varsayılan bazı runik örneklerin gerçekte uydurma olduğunu gösterir (EDPT: 186; OTWF: 429). Wilkens, Eski Uygurcadaki "araştırmak, incelemek; anlamak" anlamlarını ve aŋla- bil- "anlamak ve farkına varmak", aŋlayu kör- "tamamen araştırmak, incelemek" yapılarını kaydeder (2021: 55).Türkiye Türkçesi ağızlarında anna-, aŋna-, ağna-, āna-, ayna- biçimleri tespit edilir (DS).Az. anla-; Trk. āŋla-; Gag. anna-; Tat., Bşk., KrçBlk., Kzk., KKlp., Özb., aŋla-; Krg. aŋda-; YUyg. aŋli-; SUyg. aŋna-; Hks. oŋna- biçimlerindedir (ESTY I 153). köŋülke kirürmü sözüŋ tıŋlayın / özüm ögrenürmü anı aŋlayın (Yûsuf Has Hâcib, Kutadgu Bilig, 1069)ol sözüg aŋladı (Kâşgarlı Mahmud, Dîvânu Lugâti’t-Türk, 1072).aŋlayasız kim ol vaktın kim Mısr iline kahtlık düşdi (Behçetü’l-Hadâik fi Mev’izati’l-halâik, 13. yy.).çün benüm aŋladugum bir sır-durur / deŋiz-ile yazı baŋa bir-durur (Gülşehrî, Mantıku’t-tayr, 1317).‘ākıbetni kördüŋ ve ‘ukūbetni ėşitip aŋladıŋ (Sibîcâbî, Sadî Gülistan, 14. yy.). yigit yigit beg yigit sen benüm ünüm aŋla sözüm diŋle (Dede Korkut Kitabı, 15. yy.).anlarıŋ lisān-ı mühmelelerin tercümān ile aŋlaya (Evliyâ Çelebi Seyahatnâmesi, 17. yy.).Râkım bir sert söz söyleyecek olsa kıza âdeta bir fenalık geleceğini hâlinden anlamıştı (Ahmet Midhat Efendi, Felâtun Bey ile Râkım Efendi, 1875/1876).Ey ıssız dağlardan gelen turnalar! / Gizli bir yaylaya uğradınız mı? / Çalınır mı idi davul zurnalar, / Bir göç geçtiğini anladınız mı? (Ömer Seyfettin, Köroğlu Kimdi? 1919).
T. aŋ “anlayış, zihin” + T. addan eylem yapım eki +la-. bk. an (III).
11. yüzyıl öncesinde “anlamak” karşılığında uk- fiili yaygındır. Kâşgarlı Mahmud, Ar. fahima karşılığını verdiği aŋla- eyleminin Oğuzca olduğunu belirtir. EDPT, bu eyleme ait oldukları varsayılan bazı runik örneklerin gerçekte uydurma olduğunu gösterir (EDPT: 186; OTWF: 429). Wilkens, Eski Uygurcadaki "araştırmak, incelemek; anlamak" anlamlarını ve aŋla- bil- "anlamak ve farkına varmak", aŋlayu kör- "tamamen araştırmak, incelemek" yapılarını kaydeder (2021: 55).
Türkiye Türkçesi ağızlarında anna-, aŋna-, ağna-, āna-, ayna- biçimleri tespit edilir (DS).
Az. anla-; Trk. āŋla-; Gag. anna-; Tat., Bşk., KrçBlk., Kzk., KKlp., Özb., aŋla-; Krg. aŋda-; YUyg. aŋli-; SUyg. aŋna-; Hks. oŋna- biçimlerindedir (ESTY I 153).
köŋülke kirürmü sözüŋ tıŋlayın / özüm ögrenürmü anı aŋlayın (Yûsuf Has Hâcib, Kutadgu Bilig, 1069)
ol sözüg aŋladı (Kâşgarlı Mahmud, Dîvânu Lugâti’t-Türk, 1072).
aŋlayasız kim ol vaktın kim Mısr iline kahtlık düşdi (Behçetü’l-Hadâik fi Mev’izati’l-halâik, 13. yy.).
çün benüm aŋladugum bir sır-durur / deŋiz-ile yazı baŋa bir-durur (Gülşehrî, Mantıku’t-tayr, 1317).
‘ākıbetni kördüŋ ve ‘ukūbetni ėşitip aŋladıŋ (Sibîcâbî, Sadî Gülistan, 14. yy.).
yigit yigit beg yigit sen benüm ünüm aŋla sözüm diŋle (Dede Korkut Kitabı, 15. yy.).
anlarıŋ lisān-ı mühmelelerin tercümān ile aŋlaya (Evliyâ Çelebi Seyahatnâmesi, 17. yy.).
Râkım bir sert söz söyleyecek olsa kıza âdeta bir fenalık geleceğini hâlinden anlamıştı (Ahmet Midhat Efendi, Felâtun Bey ile Râkım Efendi, 1875/1876).
Ey ıssız dağlardan gelen turnalar! / Gizli bir yaylaya uğradınız mı? / Çalınır mı idi davul zurnalar, / Bir göç geçtiğini anladınız mı? (Ömer Seyfettin, Köroğlu Kimdi? 1919).