1. Значение (синоним): Bir işi yapmak için kararlılıkla gayret etmek, bir işte azim göstermek
Bir işi yapmak için kararlılıkla gayret etmek, bir işte azim göstermek
2. Значение (синоним): Bir yere gitmek için hareket etmek
Bir yere gitmek için hareket etmek
Ar. ʿazm (عزم) “azim, kesin karar, kararlılık, niyet; enerji; yola çıkma” + T. et-. bk. azim, bk. et.14. yüzyıldan itibaren tanıklanır. İlk dönemlerde “yola çıkmak, yönelmek” anlamları daha yaygındır. 16. yüzyıldan itibaren “karar vermek, kararlı olmak” anlamı yaygınlaşmaya başlar.şar yolına sormadın ʿazm itmedi / köy yolına sormadın hem gitmedi (Gülşehrî, Mantıku’t-Tayr, 1317).leşker-ile ʿazm edüp mu‘tasım / kıldı anları ser-ā-ser münhezim (Ahmedî, İskender-nâme, 1390).andan pādişāh-ı islām mansūr u muzaffer sa‘ādetle dārü’s-saltana istanbula ʿazm idüp gelüp karār eyledi (Matrakçı Nasuh, Târih-i Âl-i Osman, 1561).bunlar dahi firkatelerin yanaşdırıp çıkdıklarında midilli ahālīsi bunlara kuzu ve peynir ve ba‘zı pīşkeş getirip merāsim-i ziyāfet icrāsına ʿazm ettiklerinde mey ve mahbūb taleb edip bre fülānlar siziŋ başlarıŋız olan kimesneleri zencīr ile sürüyüp götürmeğe geldik (Na’îmâ Târihi, 17. yy.).
Ar. ʿazm (عزم) “azim, kesin karar, kararlılık, niyet; enerji; yola çıkma” + T. et-. bk. azim, bk. et.
14. yüzyıldan itibaren tanıklanır. İlk dönemlerde “yola çıkmak, yönelmek” anlamları daha yaygındır. 16. yüzyıldan itibaren “karar vermek, kararlı olmak” anlamı yaygınlaşmaya başlar.
şar yolına sormadın ʿazm itmedi / köy yolına sormadın hem gitmedi (Gülşehrî, Mantıku’t-Tayr, 1317).
leşker-ile ʿazm edüp mu‘tasım / kıldı anları ser-ā-ser münhezim (Ahmedî, İskender-nâme, 1390).
andan pādişāh-ı islām mansūr u muzaffer sa‘ādetle dārü’s-saltana istanbula ʿazm idüp gelüp karār eyledi (Matrakçı Nasuh, Târih-i Âl-i Osman, 1561).
bunlar dahi firkatelerin yanaşdırıp çıkdıklarında midilli ahālīsi bunlara kuzu ve peynir ve ba‘zı pīşkeş getirip merāsim-i ziyāfet icrāsına ʿazm ettiklerinde mey ve mahbūb taleb edip bre fülānlar siziŋ başlarıŋız olan kimesneleri zencīr ile sürüyüp götürmeğe geldik (Na’îmâ Târihi, 17. yy.).