ne demek?

İnsan vücudunda omuz başından parmak uçlarına kadar uzanan bölüm; dal (II)

Telaffuzu

:

Giyside vücudun bu bölümünü saran parça

Kullanımı;

"Kara yağız oğlan yalandan gözlerinin yaşını pembe mintanının kollarına siliyordu."

Makinelerde tutup çevirmeye, çekmeye yarayan ağaç veya metal parça

Koltuk, divan vb.nin yan tarafında bulunan dayanmaya yarayan parça

Bir şeyin ayrıldığı bölümlerden her biri; dal (I), kısım, şube, branş

Kullanımı;

"Türk Dil Kurumunun bilim ve uygulama kolları."

İş ekibi, grubu

Kullanımı;

"Öteki koldaki iki hamlacıdan birisi acınacak bir zayıflıktaydı."

► sıra

Kullanımı;

"Yürüyüş kolu."

Koyun, dana, kuzu vb.nde ön ayağın üst bölümü

Tipi / Türü;

anatomi

Ağaçlarda gövdeden ayrılan kalın dal

Tipi / Türü;

bitki bilimi

Bazı çalgıların elle tutulan sap bölümü

Tipi / Türü;

müzik

► kanat

Tipi / Türü;

askerlik

Kullanımı;

"Sağ kol. Sol kol."

Bir halat oluşturan bükülmüş lif demetlerinden her biri

Tipi / Türü;

denizcilik

kol (2)

► kolluk (II)

Telaffuzu

:

Tipi / Türü;

tarih

Kullanımı;

"Lakin böyle kardan yolların örtüldüğü bu gecede, koldan korku yoktu. Rahatça eğlenebilirlerdi."