ne demek?

Adım atışlarını artırarak ileri doğru hızla gitmek; seyirtmek

Telaffuzu

:

Tipi / Türü;

nesnesizFiil

Kullanımı;

"Ben kaçıyorum, abim de arkamdan koşuyor."

Hecelenişi / Hecelemesi;

koş-mak


Bir yere ivedilikle gitmek

Kullanımı;

"Pencerede dolaşan gölgelerden bir şeyler sezmeye çalışarak koşuyorum."

Bir işle çok ilgilenmek, koşuşturmak

Kullanımı;

"Yok, yok, dedi, akşamdan beri ben koştum, biraz da onlar yorulsunlar."

Koşuya çıkmak

Kullanımı;

"Doru at bugün koşmayacak."

Kovalamak, üstüne düşmek, izlemek

Tipi / Türü;

mecaz

Kullanımı;

"İki yıldır bu işin peşinden koşuyorum."

koşmak (2)

Birlikte iş görmesi için bir şeyi, bir kimseyi başka birinin yanına katmak, arkadaş olarak vermek

Telaffuzu

:

Tipi / Türü;

-eFiil

Hecelenişi / Hecelemesi;

koş-mak

Hayvanı çekeceği arabaya, sabana vb.ne bağlamak

Kullanımı;

"Atları arabaya koşmak."

Birini, bir işte görevlendirmek

Kullanımı;

"İşe koşmak."