ne demek?

Kırılmış olan; münkesir

Telaffuzu

:

Tipi / Türü;

sıfat

Kullanımı;

"Ahmet hemen heybesini açtı ve makasını, kırık tarağını çıkardı."

Hecelenişi / Hecelemesi;

kı-rık


Tam nota göre düşük olan (not)

Kullanımı;

"Üç dersten kırığı var. Kırık not."

Saf renkten hafif uzaklaşmış

Kullanımı;

"Kırık beyaz."

Kırılmış bir şeyden ayrılan parça

Tipi / Türü;

isim

Kullanımı;

"Cam kırığı."

Kemiğin bir etki ile kırılması

Tipi / Türü;

isim

Kullanımı;

"Kolunda kırık yok ama çıkık var."

Bir şeyin kırılan yeri

Tipi / Türü;

isim

Kullanımı;

"Bunun kırığı neresinde?"

► kırıntı

Tipi / Türü;

isim

Kullanımı;

"Ekmek kırığı."

► melez

Kullanımı;

"Kırık tazı."

Tavla oyununda oyun dışı bırakılan pul

Tipi / Türü;

isim

Gücenmiş, üzgün

Tipi / Türü;

mecaz

Kullanımı;

"Eşlerde, çocuklarda o üzgün, kırık bakış."

kırık (2)

Kadının veya erkeğin yasalara ve törelere aykırı olarak ilişki kurduğu erkek veya kadın

Telaffuzu

:

Tipi / Türü;

isim ağızlardan

Hecelenişi / Hecelemesi;

kı-rık

kırık (3)

► fay

Telaffuzu

:

Tipi / Türü;

isim jeoloji

Hecelenişi / Hecelemesi;

kı-rık