Kıpırtısı olmayan; kımıltısız, kıprayışsız
Tipi / Türü;
sıfatKullanımı;
"Pembe mum alevleri, ortalığın sükûnu kadar kıpırtısızdı."Hecelenişi / Hecelemesi;
kı-pır-tı-sız Kıpırtısı olmadan
Tipi / Türü;
zarfKullanımı;
"Dümen başında kıpırtısız duran adam, hiçbir şey bilmiyor."