Que signifie?

1. Sens (synonym):

Tohum çim hâline gelmek

Prononciation

:

Classe/type;

intransitive Verbe

Usage dans une phrase;

"Böyle böyle günler, geceler geçmiş. Tohumlar çimlenmiş, filizler büyümüş."

Syllabes;

çim-len-mek


2. Sens (synonym):

Çimle kaplanmak

Classe/type;

Usage dans une phrase;

"Binanın etrafındaki saha çimlenmiş, yeşil bir kadife hâlini almıştı."

3. Sens (synonym):

Üzerinde çim bitmek

Classe/type;

Usage dans une phrase;

"Evin giriş basamak çevreleri pek ayak değmediği için çimlenmişti."

4. Sens (synonym):

Patates, soğan vb. ürünlerin üzerinde filiz oluşmak

Classe/type;

Usage dans une phrase;

"Kaymaz nahiyesindeki Biçer istasyonunda yüzlerce ton mahsulün filizlenmek, çimlenmek üzere olduğunu, etrafa saçılıp dağıldığını…"

5. Sens (synonym):

Yiyeceklerden azar azar alıp yemek

Classe/type;

-den Métaphore

Usage dans une phrase;

"Tuzlu bademler, fıstıklar, fındıklar, kızarmış sucuklar, küçük börekler, tarama gibi şeylerden çimleniyorum."

6. Sens (synonym):

Yeni bir oluşum, düşünce biçimi doğmak

Classe/type;

Usage dans une phrase;

"Gönlünde bir başka cihan çimlenmişti, orada dünya malı yeşermezdi."

7. Sens (synonym):

Kendinin olmayan şeylerden biraz yarar sağlamak

Classe/type;

-den teklifsiz konuşmada

Usage dans une phrase;

"Bu büyük eserler kiminse onların adını yazmak yeter; üst tarafı ancak bu şöhretlerden çimlenmek isteyen şeref düşkünlerinin tenezzül edecekleri alçalmadır."