Que signifie?

1. Sens (synonym):

Sert şeyleri vurarak veya ezerek parçalamak

Prononciation

:

Classe/type;

-i Verbe

Usage dans une phrase;

"Taşları kırmak. Bardağı kırmak."

Syllabes;

kır-mak


2. Sens (synonym):

İri parçalara ayırmak

Classe/type;

3. Sens (synonym):

Belirli bir biçimde katlamak

Classe/type;

intransitive

Usage dans une phrase;

"Forma kırmak."

4. Sens (synonym):

Öldürmek, yok olmasına neden olmak

Classe/type;

Usage dans une phrase;

"Bu yıl soğuk, hayvanları kırdı."

5. Sens (synonym):

Tavlada karşı oyuncunun pulunu oyun dışında bırakmak

Classe/type;

6. Sens (synonym):

Vücut kemiklerinden birini parçalamak

Classe/type;

Usage dans une phrase;

"Ayol, yapma, gel, düşüp bir yerini kıracaksın!"

7. Sens (synonym):

Tahılı iri ve kaba öğütmek

Classe/type;

8. Sens (synonym):

Hareket durumundaki canlının veya taşıtın yönünü değiştirmek, çevirmek, döndürmek

Classe/type;

-e

Usage dans une phrase;

"Ne tarafa doğru meyil varsa gidonu o tarafa doğru kıracaksınız ki bisiklet doğrulsun."

9. Sens (synonym):

Dileğini kabul etmeyerek veya beklenmeyen bir davranış karşısında bırakarak gücendirmek; yaralamak

Classe/type;

Métaphore

Usage dans une phrase;

"Bazen bir kelimenin, bir ses tonunun sevdiğimiz bir insanı kırdığını görürüz."

10. Sens (synonym):

Yok etmek

Classe/type;

Métaphore

Usage dans une phrase;

"Bir gündüz olsa belki bu derdi kıracağım / Yoksa bu sensizlikten artık çıldıracağım"

11. Sens (synonym):

Gücünü, etkisini azaltmak

Classe/type;

Métaphore

Usage dans une phrase;

"Birkaç gün evvel yağan yağmur sıcağı kırmamış."

12. Sens (synonym):

Kaçmak, uzaklaşmak

Classe/type;

argot

13. Sens (synonym):

Değerinden düşük fiyata almak

Classe/type;

intransitive ticaret

Usage dans une phrase;

"Bono kırmak. Çek kırmak."