1. Sens (synonym):
Havada su buğusunun birden yoğunlaşıp katılaşmasından oluşan, türlü irilikte, yuvarlak veya düzensiz biçimli buz parçaları durumunda yere hızla düşen bir yağış türü; kırcı
Que signifie?
dolu (2)
1. Sens (synonym):
İçi boş olmayan; dolmuş, meşbu, pür (I), komple, boş karşıtı
Prononciation
:Classe/type;
adjectifUsage dans une phrase;
"Su ile dolu bir şişe."2. Sens (synonym):
Bir yerde sayıca çok
Classe/type;
Usage dans une phrase;
"Dağda keklik dolu."3. Sens (synonym):
Boş yeri olmayan, her yeri tutulmuş olan (toplu taşıma aracı, salon vb.); paket
Classe/type;
Usage dans une phrase;
"Haftaya pazartesiye kadar bütün uçaklar dolu."4. Sens (synonym):
Boş vakti olmayan; meşgul
Classe/type;
Usage dans une phrase;
"Bugün doluyum."5. Sens (synonym):
Çok olan (iş, uğraş, olay vb.)
Classe/type;
6. Sens (synonym):
İçinde atılacak mermisi bulunan (top, tüfek vb. ateşli silahlar)
Classe/type;
Usage dans une phrase;
"Tabanca doludur, dikkat edin."7. Sens (synonym):
Tornacılıkta delik açılmamış (gereç)
Classe/type;
8. Sens (synonym):
Bir duygunun güçlü etkisinde olan
Classe/type;
Métaphore9. Sens (synonym):
İçki doldurulmuş bardak