1. Anlamı (eş anlamlısı):
Tohumdan veya tomurcuktan çıkan körpe ve küçük dal, sürgün, ışkın, eşkin , cımbar, çıvgın, şıvgın
Özelliği / Tipi / Türü; "isim"
kelimesinin kökeni; Rumca filiz
Örnek / Cümle; "Ektiğim çiçeğin filizleri gözüktü."
1. Anlamı (eş anlamlısı):
Tohumdan veya tomurcuktan çıkan körpe ve küçük dal, sürgün, ışkın, eşkin , cımbar, çıvgın, şıvgın
Özelliği / Tipi / Türü; "isim"
kelimesinin kökeni; Rumca filiz
Örnek / Cümle; "Ektiğim çiçeğin filizleri gözüktü."
2. Anlamı (eş anlamlısı):
Ocaktan çıkarılan işlenmemiş, başka maddelerle karışık hâlde bulunan, ham maden birleşiği
Özelliği / Tipi / Türü; "isim, jeoloji, Arapça filizz"
Örnek / Cümle; "Kamyonlar krom filizlerini taşıyor."
fi-liz