ne demek?

► kötü

Telaffuzu

:

Tipi / Türü;

sıfat

Kökeni;

"Arapça fenāʾ"

Kullanımı;

"Rüşvet aslında fena şeydir fakat daha fenası rüşvet ayıplığını kaybetmişliktir."

İlişkili birleşik kelimeler;

"fena hâlde""fena kalpli"


► üzücü

Kullanımı;

"Bu savaş yılları o kadar fena ve ağır felaketler öğretmişti ki..."

İstenilen ve gereken nitelikte olmayan (kimse)

Kullanımı;

"Fena bir öğrenci."

Hoşa gitmeyen, rahatsız edici

Kullanımı;

"Fena günler yaşadığına inanmak için bin şahit lazım."

Davranışları toplumun ahlak anlayışına uymayan

Kullanımı;

"Siz fena adamsınız, odanıza geldiğime bin kere pişman oldum."

► çok

Tipi / Türü;

zarf

Kullanımı;

"Tenis oynarken bileğim burkuldu, berbat, fena acıyor."

fena (2)

► ölümlülük

Telaffuzu

:

Tipi / Türü;

isim eskimiş

Kökeni;

"Arapça fenāʾ"