ısıtmak, kızgın duruma getirmek
Kullanımı;
"Güneş, bütün gün enselerinde boza pişirmiş, vücutlarının teri mintanlarının üstüne çıkmıştı." birini çok üzmek, tedirgin etmek
Kullanımı;
"İhtiyarlık kepaze şey. Şimdi çocuk evde ensemde boza pişiriyor." birini bir işi yapıp bitirmesi için sürekli sıkıştırmak