meaning in Turkish

1. means (synonym):

Hızlı olan, yavaş karşıtı

pronounce

:

class / type;

adjective

Origin;

"Farsça çābuk"

Sample sentence;

"Bir an böyle bekledi, sonra birdenbire arkasını dönerek çabuk adımlarla uzaklaştı ve sokağın köşesinde kayboldu."

Syllables;

ça-buk


2. means (synonym):

Alışılandan veya gösterilenden daha kısa bir zamanda; tez (I), yavaş karşıtı

class / type;

adverb

Sample sentence;

"Kanı kanıma sıcak gelmeseydi bu kadar çabuk tanışır ve açılabilir miydik?"

3. means (synonym):

"Acele et, oyalanma" anlamlarında bir seslenme sözü

class / type;

ünlem
çabuk