meaning in Turkish

1. means (synonym):

Yurt içinde yapılan veya bir yurdun kendine özgü niteliklerini taşıyan

pronounce

:

class / type;

adjective

Sample sentence;

"Yerli halıları gördüm, koyu sıcak kırmızılarla diri maviler ağır basıyordu."

Syllables;

yer-li


2. means (synonym):

Belli bir bölgede yetişen; otokton

class / type;

Sample sentence;

"Yerli muz. Yerli meyve."

3. means (synonym):

Bir yerin ilk sakini olan; otokton

class / type;

4. means (synonym):

Oturduğu bölgede doğup büyüyen, ataları da orada yaşamış olan

class / type;

Sample sentence;

"Daha önceki gidişinde kendini yerli halka sevdirmişti."

5. means (synonym):

Amerika, Avustralya ve Afrika'nın uygarlıktan uzak, ilkel biçimde yaşayan kimi halklarına verilen ad

class / type;

6. means (synonym):

Taşınmamak, başka yere götürülmemek amacıyla yapılan

class / type;

Sample sentence;

"Yerli dolap. Yerli sedir."