meaning in Turkish

1. means (synonym):

Boylu boyunca yatmak

pronounce

:

class / type;

-e Verb

Sample sentence;

"Büyük bir karyola ve içinde ben uzanmışım, sen baş ucumda oturup sessiz bekliyorsun beni."

Syllables;

uzan-mak


2. means (synonym):

► gitmek

class / type;

Sample sentence;

"Öğleden sonra Şişli'den Beyoğlu'na kadar uzandım."

3. means (synonym):

Bir alana yayılmak

class / type;

intransitive

Sample sentence;

"Sokağın dibinden gelen bir elektrik lambasının titreye titreye uzanan ışığında, bu iki gölgenin umumi şekilleri görülüyor."

4. means (synonym):

Bir şey boyunca sıralanmak

class / type;

intransitive

Sample sentence;

"İncecik ırmaklar vardı ki kenarları boyunca uzanan sazlıkları arasından pembe tüylü flamingolar gezinirdi."

5. means (synonym):

Bir yere yetişmek, ulaşmak

class / type;

6. means (synonym):

Vücudunu yöneltmek veya vücuduyla birlikte kolunu uzatmak

class / type;

Sample sentence;

"Cici Bey balkondan ablasının penceresine bir daha uzandı."

7. means (synonym):

İleriye doğru devam etmek

class / type;

8. means (synonym):

Sarkıntılık etmek

class / type;

slang