meaning in Turkish

1. means (synonym):

Değişmeksizin, düzenli, aynı biçimde tekrarlanan, sürüp giden; tek örnek, muttarit, yeknesak, monoton

pronounce

:

class / type;

adjective

Sample sentence;

"Yazıcı, tekdüze bir sesle çabuk çabuk okuyordu."

Syllables;

tek-dü-ze


2. means (synonym):

(te'kdüze) Değişmeyerek, aynı biçimde tekrar edilerek; bitevi, biteviye

class / type;

adverb

Sample sentence;

"Günler, haftalar geçiyor, hayat Aylin için hastanesi, okulu ve evi arasında tekdüze akıp gidiyordu."