meaning in Turkish

1. means (synonym):

Yanmakta olan bir maddeden sıçrayan küçük ateş parçası; çakım, çakın, çıngı, şerare

pronounce

:

class / type;

Noun

Sample sentence;

"Eşeledik külleri, kıvılcımlar parladı."

Syllables;

kı-vıl-cım

2. means (synonym):

Demir, taş vb. maddelerin güçlü çarpışmasından sıçrayan ateş durumundaki parçacıkları

class / type;

3. means (synonym):

Harekete geçiren etken

class / type;

Metaphor

Sample sentence;

"Beyninde çakan şimşeğin kıvılcımları hemen ağzından saçılır."

4. means (synonym):

Güneş yüzeyinde düzensiz aralıklarla görülen parlama

class / type;

gök bilimi
kıvılcım