meaning in Turkish

1. means (synonym):

Genellikle su ve sulu şeyler taşımaya, kuyudan veya denizden su çekmeye yarayan üstünden kulplu kap

pronounce

:

class / type;

Noun

Sample sentence;

"Suyu Pire Mahmut bir kovayla getirip kaptanın başından aşağı boşaltıyor."

Related compound words;

"çöp kovası""merdivenkovası"

Syllables;

kova

2. means (synonym):

Bu kabın alacağı miktarda

class / type;

adjective

Sample sentence;

"Mezarının etrafına toplanan fakirlerden biri balıksırtı yığılan toprağın üzerine iki kova su döktü."

3. means (synonym):

Futbolda çok gol yiyen (kaleci veya takım)

class / type;

adjective slang

kova (2)

1. means (synonym):

► hasır otu

pronounce

:

class / type;

Noun bitki bilimi

Syllables;

kova

kova (3)

1. means (synonym):

► Kova Burcu

pronounce

:

class / type;

Noun gök bilimi Proper

Syllables;

kova
kova