meaning in Turkish

1. means (synonym):

Büyük ve gösterişli ev

pronounce

:

class / type;

Noun

Sample sentence;

"Konaktan tekrar mektebe döndükten sonra uzun zaman boynu bükük dolaştım."

Syllables;

ko-nak

2. means (synonym):

Vali, kaymakam gibi yüksek dereceli devlet görevlilerinin resmî konutu

class / type;

3. means (synonym):

► konakçı

class / type;

hayvan bilimi

4. means (synonym):

Araba veya hayvanla bir günde alınan yol

class / type;

eskimiş

Sample sentence;

"Buradan orası beş konaktır."

5. means (synonym):

Yolculukta geceyi geçirmek için inilen, konaklanılan yer

class / type;

eskimiş

konak (2)

1. means (synonym):

Kundak çocuklarının başlarında görülen kepek tabakası

pronounce

:

class / type;

Noun ağızlardan

Syllables;

ko-nak

2. means (synonym):

Gözde oluşan ince tabaka

class / type;

konak (3)

1. means (synonym):

İzmir iline bağlı ilçelerden biri

pronounce

:

class / type;

Noun Proper

Syllables;

ko-nak