meaning in Turkish

1. means (synonym):

Yalnız başparmağı ayrı, diğer dört parmağı bir örülmüş yün eldiven

pronounce

:

class / type;

Noun

Sample sentence;

"Elinde kolçak, direksiyona geçti, kolçağı hırsla şoför mahalline attı."

Related compound words;

"otomobil kolçağı"

Syllables;

kol-çak

2. means (synonym):

Koltuk veya iskemlenin kol konacak parçası

class / type;

Sample sentence;

"Pencerenin karşısında, kolçaklarından biri kopuk, sallanan iskemleye oturmuş, iki eliyle sağlam kolçağa sıkı sıkı sarılmıştı."

3. means (synonym):

Ceket veya gömlek kollarının kirlenmesine engel olmak için bilekten dirseğe kadar geçirilen eğreti kolluk

class / type;

4. means (synonym):

Kadınların dirseklerine kadar taktıkları basmadan yapılan süs eşyası

class / type;

5. means (synonym):

► pazubent

class / type;

Sample sentence;

"Kızılay kolçağı."

6. means (synonym):

Zırhın kola geçirilen parçası

class / type;

tarih