1. means (synonym):
Omuz başının altında, kolun gövde ile birleştiği yer
meaning in Turkish
2. means (synonym):
Kol dayayacak yerleri olan geniş ve rahat sandalye
class / type;
Sample sentence;
"Ta yan beline kadar gömüldüğü koltuğunun içinden ileriye doğru uzandı."3. means (synonym):
Eski düğünlerde damatla gelinin eve girerken konuklar arasından kol kola geçmeleri töreni
class / type;
Sample sentence;
"Babamız, annemizi gelin geldiği ilk gün şu merdivenin alt başında karşılamış, koltuk yapılmıştı."4. means (synonym):
Yapıcılıkta yan destek
class / type;
5. means (synonym):
Demirledikten sonra gemiyi iskeleye, rıhtıma veya başka bir gemiye bağlayan ip
class / type;
denizcilik6. means (synonym):
► koltuklanma
class / type;
MetaphorSample sentence;
"O koltuktan hoşlanmaz."7. means (synonym):
► kayırma
class / type;
MetaphorSample sentence;
"Dayısının koltuğunda sırtı yere gelmez."8. means (synonym):
Yüksek mevki, makam
class / type;
MetaphorSample sentence;
"Koltuk kavgası."9. means (synonym):
► genelev
class / type;
slangSample sentence;
"Burası Mesut Bey adında bir herifin koltuğudur."10. means (synonym):
Mısır ve buğday fidesinin yanlarından çıkan filizler
class / type;
ağızlardan11. means (synonym):
Kenar, tenha yer
class / type;
eskimişRandom Turkish words and their meanings
3 Turkish words and their meanings in Turkish