meaning in Turkish

1. means (synonym):

İnsan vücudunda omuz başından parmak uçlarına kadar uzanan bölüm; dal (II)

pronounce

:

class / type;

2. means (synonym):

Giyside vücudun bu bölümünü saran parça

class / type;

Sample sentence;

"Kara yağız oğlan yalandan gözlerinin yaşını pembe mintanının kollarına siliyordu."

3. means (synonym):

Makinelerde tutup çevirmeye, çekmeye yarayan ağaç veya metal parça

class / type;

4. means (synonym):

Koltuk, divan vb.nin yan tarafında bulunan dayanmaya yarayan parça

class / type;

5. means (synonym):

Bir şeyin ayrıldığı bölümlerden her biri; dal (I), kısım, şube, branş

class / type;

Sample sentence;

"Türk Dil Kurumunun bilim ve uygulama kolları."

6. means (synonym):

İş ekibi, grubu

class / type;

Sample sentence;

"Öteki koldaki iki hamlacıdan birisi acınacak bir zayıflıktaydı."

7. means (synonym):

► sıra

class / type;

Sample sentence;

"Yürüyüş kolu."

8. means (synonym):

Koyun, dana, kuzu vb.nde ön ayağın üst bölümü

class / type;

anatomi

9. means (synonym):

Ağaçlarda gövdeden ayrılan kalın dal

class / type;

bitki bilimi

10. means (synonym):

Bazı çalgıların elle tutulan sap bölümü

class / type;

müzik

11. means (synonym):

► kanat

class / type;

askerlik

Sample sentence;

"Sağ kol. Sol kol."

12. means (synonym):

Bir halat oluşturan bükülmüş lif demetlerinden her biri

class / type;

denizcilik

kol (2)

1. means (synonym):

► kolluk (II)

pronounce

:

class / type;

tarih

Sample sentence;

"Lakin böyle kardan yolların örtüldüğü bu gecede, koldan korku yoktu. Rahatça eğlenebilirlerdi."