meaning in Turkish

1. means (synonym):

Anlam bakımından birbirleriyle ilgili cümleleri birbirine bağlayan bir söz; kim (II)

pronounce

:

class / type;

bağlaç

Origin;

"Farsça ki"

Related compound words;

"hâlbuki""vakta ki""kaldı ki"

Syllables;

ki

2. means (synonym):

Özneyi, tümleci güçlendirerek cümlenin temel bölümüne bağlayan bir söz

class / type;

Sample sentence;

"Siz ki beni tanırsınız, niçin böyle düşünüyorsunuz?"

3. means (synonym):

"Öyle, o kadar, o denli" vb.nden sonra, kullanıldığı cümleye güç katan bir söz

class / type;

4. means (synonym):

İkinci cümledeki yargının birincideki hareketin yapılışı sırasında görülerek şaşıldığını bildiren bir söz

class / type;

Sample sentence;

"Kapağı kaldırmış ki sandık bomboş. Bir de ağzıma aldım ki şeker gibi tadı var."

5. means (synonym):

Bazı kelimelerin sonuna bir ek gibi eklenerek birtakım zarflar, yeni bağlaçlar oluşturan bir söz: belki, çünkü, hâlbuki, mademki, sanki vb

class / type;

ki (2)

1. means (synonym):

Bir cümlenin sonuna getirildiğinde şüphe veya pekiştirme anlatan bir söz

pronounce

:

class / type;

edat

Sample sentence;

"Öfkelerim, sevgilerim vardı benden önce / Ben arttırdım sürdürmedim mi ki?""Acaba gelmez mi ki? Bunu bana bırakırlar mı ki? "

Syllables;

ki

2. means (synonym):

Yakınma, kınama vb. duygular anlatmak için bir cümlenin sonuna getirilen bir söz

class / type;

Sample sentence;

"Böyle de olmaz ki! Sana güvenilmez ki!""Hanım da böbürlenmekten dinleyemez ki!"
ki