meaning in Turkish

1. means (synonym):

Fizik, düşünce ve ahlak yönünden bir etki yapabilme veya bir etkiye direnebilme yeteneği; çelim, efor

pronounce

:

class / type;

Noun

Sample sentence;

"Zihin gücü. Yaşama gücü."

Syllables;

, -cü (kuvvet)

2. means (synonym):

Bir olaya yol açan her türlü hareket; kuvvet, fer

class / type;

3. means (synonym):

Sınırsız, mutlak nitelik

class / type;

Sample sentence;

"Tanrı'nın gücü."

4. means (synonym):

Büyük etkinliği ve önemi olan nitelik

class / type;

Sample sentence;

"Paranın gücü."

5. means (synonym):

Bir cihazın, bir mekanizmanın iş yapabilme niteliği

class / type;

Sample sentence;

"Motorun gücü."

6. means (synonym):

Siyasi, ekonomik, askerî vb. bakımlardan etki ve önemi büyük olan devlet veya devletler topluluğu

class / type;

Sample sentence;

"Güçler dengesi."

7. means (synonym):

Bir ulus, bir ordu vb.nin ekonomik, endüstriyel ve askerî potansiyeli

class / type;

Sample sentence;

"İnsan gücü."

8. means (synonym):

Bir toprağın verimlilik yeteneği

class / type;

9. means (synonym):

İktidar ve yeterliliğe sahip olan kimse

class / type;

Metaphor

10. means (synonym):

Bir akarsuyun aşındırma ve taşıma yeteneği

class / type;

coğrafya

11. means (synonym):

Birim zamanda yapılan iş

class / type;

fizik

güç (2)

1. means (synonym):

Ağır ve yorucu emekle yapılan; meşakkatli, kolay karşıtı

pronounce

:

class / type;

adjective

Sample sentence;

"Bir sanat eserini tenkit ne güç iştir!"

Syllables;

, -cü (kuvvet)

2. means (synonym):

► zor

class / type;

adverb

Sample sentence;

"Kendini yatağa güç atmış ve sızıp kalmıştı."