meaning in Turkish

1. means (synonym):

Olgun, davranışları tutarlı (kimse)

class / type;

adjective Metaphor

Sample sentence;

"Ona yetişemedi. Yetişse onu tuttuğu durmuş oturmuş bilge konuşmacılardan sanabilirdi."

Syllables;

durmuş-oturmuş

2. means (synonym):

Derli toplu olan

class / type;

Sample sentence;

"Kuşkularım ve duraksamalarımla, bir türlü durmuş oturmuş bir düzene kavuşamamanın acısını çekiyorum."

3. means (synonym):

Aşırılığa kaçmamış

class / type;

Sample sentence;

"Üstelik de tabirlerle dolu, zengin, durmuş oturmuş bir dili vardı."