meaning in Turkish

1. means (synonym):

Hareket durumundayken kısa bir süre için durmak veya arada bir durmak; duralamak

pronounce

:

class / type;

intransitive Verb

Sample sentence;

"... her iki adımda bir tombul bacakları üstünde biraz duraklayarak etrafındakilere güya başkasının hatır ve hayaline gelmesine imkân olmayacak derecede mühim emirler veriyormuş gibi..."

Syllables;

du-rak-la-mak


2. means (synonym):

Bir süre ses çıkarmamak, bir şey söylememek; duralamak, tereddüt etmek

class / type;

Metaphor

Sample sentence;

"Rüstem hayret içinde durakladı."