meaning in Turkish

1. means (synonym):

► aşama

pronounce

:

class / type;

Noun

Origin;

"Arapça derece"

Sample sentence;

"Hukuk tahsilini Paris'te bitirmiş, birinci derece diploma almıştı."

Syllables;

de-re-ce

2. means (synonym):

► kadar

class / type;

edat

Sample sentence;

"Beyoğlu'nda bu derece itibar görmemişti."

3. means (synonym):

Ölçü aletlerinin ölçeğinde belirtilmiş bulunan başlıca bölümlerden her biri

class / type;

fizik

Sample sentence;

"Sıcakölçerin dereceleri."

4. means (synonym):

► ateşölçer

class / type;

fizik

Sample sentence;

"Hastaların ateşini ölçen aletle, dereceyle ancak asker ocağında karşılaşabilirdi."

5. means (synonym):

Bir çözeltinin yoğunluğunu ölçmede kullanılan birim

class / type;

kimya

6. means (synonym):

Bir çemberin üç yüz altmışta birine eşit olan açı birimi

class / type;

matematik

Sample sentence;

"Dik açılar doksan derecedir."

7. means (synonym):

Başarı gösterme

class / type;

spor