meaning in Turkish

1. means (synonym):

Yapıları dış etkilerden korumak amacıyla üzerlerine yapılan çoğu kiremit kaplı bölüm

pronounce

:

class / type;

Noun

Sample sentence;

"Pencerenin önüne geçmiş, dalgın ve hiddetli nazarlarıyla karşıki damları seyrediyordu."

2. means (synonym):

Üzeri toprak kaplı, küçük ev

class / type;

Sample sentence;

"Hekim kendisine üç ay, tam üç ay damdan dışarı çıkmaya izin vermemişti."

3. means (synonym):

► cezaevi

class / type;

slang

4. means (synonym):

► ahır

class / type;

ağızlardan

Sample sentence;

"At damında çocuğa çok iyi bir yer yapmıştı."

dam (2)

1. means (synonym):

Dansta erkeğe eş olan kadın

pronounce

:

class / type;

Noun

Origin;

"Fransızca dame"

Sample sentence;

"Erkeklerin kimi damlarının elinden, kimi kolundan, kimi de hafifçe omzundan tutmuş, geliyorlardı."

2. means (synonym):

İskambil kâğıtlarında kız

class / type;