meaning in Turkish

1. means (synonym):

Cila sürerek parlatmak; cila vurmak

pronounce

:

class / type;

-i Verb

Sample sentence;

"Zehra, lame balo pabuçlarından görünecek olan ayak tırnaklarını da cilaladı."

Syllables;

ci-la-la-mak


2. means (synonym):

Birini yermek amacıyla övmek

class / type;

slang

Sample sentence;

"Zaferimizin şerefine kahvelerimizi yudumlarken, benzerim rolünün figüranı Oktay, tanıdığı en dürüst sahtekâr olduğumu söyleyerek beni cilaladı."

3. means (synonym):

Tat katmak

class / type;

slang

Sample sentence;

"Akşama Canfendi'nin yaptığı bu lezzetli yemek, rakıyı ve eğlenceyi cilalamıştı."