meaning in Turkish

1. means (synonym):

Karşılıklı olarak birbirini boğazlamak

pronounce

:

class / type;

intransitive -le Verb

Sample sentence;

"İçimde bir boşlukla karmakarışık bir doluluk boğazlaşıyor."

Syllables;

bo-ğaz-laş-mak


2. means (synonym):

Kıyasıya dövüşmek

class / type;

Sample sentence;

"Küçük rekabetler, ihtiraslar, birbirlerini öldürmeden bırakmayacaklarını zannettiren boğazlaşmalar ve bu boğazlaşmaların nasıl ve niçin olduğu anlaşılmadan canciğer oluşlara inkılap eden tecellileri oluveriyor…"