meaning in Turkish

1. means (synonym):

Bir şey hakkında bilgi sahibi olmak, öğrenmiş bulunmak

pronounce

:

class / type;

intransitive Verb

Sample sentence;

"Bunu bilmek içimi kederle dolduruyordu."

Related compound words;

"bile isteye""yolbil"

Syllables;

bil-mek


2. means (synonym):

Bir şeyi anlamak, onun farkına varmak, gerçeğine ermek

class / type;

-i

3. means (synonym):

Bir bilim veya sanat dalında yeterli olmak

class / type;

-i

Sample sentence;

"Yani kısacası bu mükemmel dilimizi kimse bilmez, okumaz."

4. means (synonym):

Beceri ve ustalık isteyen bir işten anlıyor ve o iş elinden geliyor olmak

class / type;

Sample sentence;

"Dikiş ve ütü bilir, çay servisi yapabilir."

5. means (synonym):

Birini veya bir şeyi özelliklerinden tanıyıp çıkarmak

class / type;

Sample sentence;

"Kadıncığım aç. Ben geldim. Bilemedin mi?"

6. means (synonym):

► sanmak

class / type;

7. means (synonym):

Sorumlu kabul etmek, muhatap kabul etmek

class / type;

-i

Sample sentence;

"Ben arkadaşını bilmem, seni bilirim."

8. means (synonym):

Bir şeyi yapmaya yeteneği olmak

class / type;

Sample sentence;

"Sevmeyi bilmek, sevebilmek de bir hüner, bir mutlu Allah vergisiydi."

9. means (synonym):

Birinin, bir şeyin veya bir olayın tanıtılan veya belirtilen biçimde olduğunu düşünmek

class / type;

Sample sentence;

"Bilirim yaşamaz güneşte / Bilirim yaşamaz yan yana aşkla / Ne haksızlık / Ne korku"

10. means (synonym):

İşine gelmek, uygun bulmak

class / type;

-i

Sample sentence;

"Mal almasını bildi de parasını vermeyi mi bilmiyor?"

11. means (synonym):

Bir dili kullanabilmek

class / type;

Sample sentence;

"Müdüre İngilizce bildiğimi söyledim."

12. means (synonym):

Öyle olduğunu kabul etmek

class / type;

-i

Sample sentence;

"Teşekkürü borç bilirim.""Bütün insanları kardeş biliyorum."

13. means (synonym):

-a / -e eki almış bir fiilin sonuna gelerek fiilin bildirdiği işi yapma gücünde bildiren birleşik fiiller oluşturur

class / type;

dil bilgisi

Sample sentence;

"Anlayabilmek. Gidebilmek. Kapayabilmek. Yazabilmek."

14. means (synonym):

Olumsuz şekli bazı mastarlardan sonra kullanıldığında iş ve hareketin geciktiğini, uzun süre yapılmadığını veya bir türlü olmadığını ifade eder

class / type;

dil bilgisi

Sample sentence;

"O melodram ve romantiklik bana sindi. Yılmaz Güney'in Umut (1970) filmini seyredene kadar da gitmek bilmedi."
bilmek