meaning in Turkish

1. means (synonym):

Akılda tutmak

pronounce

:

class / type;

intransitive Verb

Sample sentence;

"Sözümü dinleyiniz, dediklerimi belleyiniz!"

Syllables;

bel-le-mek


2. means (synonym):

► öğrenmek

class / type;

Sample sentence;

"Ben yüzme belleyemem mi?"

3. means (synonym):

► sanmak

class / type;

Sample sentence;

"Yumuşak, sabırlı, şefkatli bir insan bellemişsin."

bellemek (2)

1. means (synonym):

Bel denilen araçla toprağı altı üstüne gelecek bir biçimde işlemek; aktarmak

pronounce

:

class / type;

-i Verb

Sample sentence;

"Sekilerin özellikle sebze ekilmesi gereken kısımlarını tek başına bazen kızı bazen hanımının yardımıyla belledi, toprağı altüst etti."

Syllables;

bel-le-mek

bellemek (3)

1. means (synonym):

► sikmek

pronounce

:

class / type;

-i slang Verb

Syllables;

bel-le-mek