meaning in Turkish

1. means (synonym):

Bağışlama ihtimali veya imkânı bulunmak; affedebilmek

pronounce

:

class / type;

-e -i Verb

Sample sentence;

"Yaptığın hareket doğru değildi ama ben gene de seni hoş görebilir hatta bağışlayabilirim."

Syllables;

ba-ğış-la-ya-bil-mek


2. means (synonym):

Bir mal veya hakkı karşılık beklemeden birine verme ihtimali veya imkânı bulunmak; bahşedebilmek

class / type;

Sample sentence;

"Fütüvvet ehli, malı, bağışlayabilecek değerde bile bulmaz. Alçakgönüllülük bu ahlak öğretisinde iyilik derecesinin ilkidir."
bağışlayabilmek