meaning in Turkish

1. means (synonym):

Bir sıvının üstündeyken içine gömülmek

pronounce

:

class / type;

intransitive Verb

Sample sentence;

"Sonra hani bir gemimiz batmıştı."

Syllables;

bat-mak


2. means (synonym):

Güneş, Ay ve yıldız Dünya’nın dönüşü dolayısıyla ufkun altına inmek

class / type;

Sample sentence;

"Güneş renksiz bulutlar altında batıyordu."

3. means (synonym):

İflas etmek

class / type;

4. means (synonym):

► kirlenmek

class / type;

Sample sentence;

"Üstüm başım battı."

5. means (synonym):

Bir yere saplanmak

class / type;

-e

Sample sentence;

"Ayağına yolda diken batmıştı."

6. means (synonym):

Tedirgin etmemesi gereken şeyler tedirgin etmek

class / type;

-e

Sample sentence;

"Bazı kimselere para batar, sarf edecek yer ararlar."

7. means (synonym):

Hoşa gitmeyen bir duruma uğramak

class / type;

-e

Sample sentence;

"Abdi Bey'in sabırsız, çabuk parlamaya yatkın mizacına karısının tevekkülü ve sakinliği fena hâlde batıyor."

8. means (synonym):

Devlet, kurum vb. yıkılmak, sona ermek

class / type;

9. means (synonym):

► çökmek

class / type;

-e

Sample sentence;

"İçeriye batmış gözleri kadına dikilmişti."

10. means (synonym):

► dalamak

class / type;

11. means (synonym):

Daha kötü bir duruma uğramak

class / type;

Metaphor

12. means (synonym):

Yıkılmak, egemenliği sona ermek

class / type;

Metaphor

Sample sentence;

"Bizans kurulduğundan battığı tarihe kadar 1125 sene geçmişti."

13. means (synonym):

► dokunmak (I)

class / type;

-e Metaphor

Sample sentence;

"Onun her sözü bana batar."