meaning in Turkish

1. means (synonym):

Dümencilik görevini yürüten en kıdemli ve yetkili dümenci

pronounce

:

class / type;

Noun denizcilik

Sample sentence;

"Kıbrıs Türklerinin millî duygularını anlamak için bir aralık İngiliz bandırası ile gelen sandalın başdümencisi ile Ada’nın idaresi, Rumlarla ilişkisi hakkında görüştüm."

Syllables;

baş-dü-men-ci

2. means (synonym):

Bir konuda dümen çeviren en üst düzeydeki kimse

class / type;

Metaphor

Sample sentence;

"... ve bunların başdümencisi Mithat Paşa oluyordu."