meaning in Turkish

1. means (synonym):

Bir yerin uzağından

pronounce

:

class / type;

adverb

Sample sentence;

"Fakat yüksek rütbeli memurlar ve zülfüyâre dokunmaktan çekinenler sazın peşinde ve etrafında giden bu kayık ve sandalların aralarına girmezler de onları ancak kenarlarından ve biraz açıktan takip ederlerdi."

Syllables;

açık-tan


2. means (synonym):

Sıra ve aşama gözetilmeden, dışarıdan atayarak

class / type;

3. means (synonym):

Önceden belirlenmiş bir bütçeye bağlı kalmaksızın

class / type;

4. means (synonym):

Açık olarak

class / type;

Sample sentence;

"Yoksulluğun yüzerek sonsuz denizlerinde / Gördüğün her kıtaya açıktan diş bilersin"

5. means (synonym):

Sesli olarak, yüksek sesle

class / type;

Sample sentence;

"Farz olan, kıraatin yerine gelecek şekilde Fatiha’nın ilk üç ayetinin gizli okunacak yerde açıktan, açıktan okunacak yerde gizli okunmasıdır."

6. means (synonym):

Ayrıca, ek olarak

class / type;

Metaphor

Sample sentence;

"Üstelik açıktan yol harçlığı falan da veriyor bana."