meaning in Turkish

1. means (synonym):

Bir bütünü kendi içinde parçalara bölmek

pronounce

:

class / type;

-e -i Verb

Sample sentence;

"Elmayı dörde ayırmak."

Syllables;

ayır-mak


2. means (synonym):

Bir bütünden bir parçayı herhangi bir amaçla bir tarafa koymak

class / type;

-e -den

Sample sentence;

"Günün fıkralarından bu kitaba ayırdıklarım pek azdır."

3. means (synonym):

Bir yeri bir engelle bölmek

class / type;

4. means (synonym):

Birbirinden uzaklaştırmak; fasletmek

class / type;

-i -den

Sample sentence;

"Paraydı bunlar, anayı kızdan ayıran."

5. means (synonym):

Nitelik değişikliğini anlamak, fark etmek

class / type;

-i

6. means (synonym):

İki veya daha çok kimse arasındaki anlaşmayı, uzlaşmayı bozmak

class / type;

-i -den

Sample sentence;

"Karıyı kocasından ayırmak."

7. means (synonym):

Farklı davranmak, ayrı tutmak

class / type;

-i -den

8. means (synonym):

Bir şey veya yeri bir kimsenin hizmetine hazır tutmak; tahsis etmek

class / type;

Sample sentence;

"Odayı çocuklara ayırmak."