1. means (synonym): Bir avı diri veya ölü olarak ele geçirmek; tutmak
Bir avı diri veya ölü olarak ele geçirmek; tutmak
2. means (synonym): Tuzağa düşürmek, kurnazlıkla kandırmak
Tuzağa düşürmek, kurnazlıkla kandırmak
T. av + T. isimden fiil yapan ek +la-. bk. av.8. yüzyıl Orhon Türkçesi metinlerinden itibaren abla- (veya avla-) biçimi ve "avlamak" anlamıyla tanıklanır. Runik alfabedeki B işaretinin /v/ karşılığında da olduğu savını benimseyenler avla- biçimini tercih eder (EDPT: 10). Krş. av.kuş avlamak; balık avlamak; ağızdan sakız avlamak "ağzını aramak" (Meninski 1680: 540); gafil avlamak "teyakkuz etmemek"; rüzgar avlamak "süratle hareket etmek"; sinek avlamak "boş şeylerle uğraşmak"; tenha avlamak "birini yalnız iken görmek" (LOsm; KamTü).ab ablasar ermeli teg erti (Kül İç Çor Yazıtı, 8. yy.).ülgüsüz sansız keyiglerig avlap ölürdi (Eski Uygurca Metinler, Uigurica IV).beg av avladı (Kâşgarlı Mahmud, Dîvânu Lugâti’t-Türk, 1072).anda kim her şāha sultān diyeler / yüz kişi ben avladugum yiyeler (Gülşehrî, Mantıku’t-Tayr, 1317).deryādan midye ve istiridyeler avlayup yerler (Evliyâ Çelebi Seyahatnâmesi, 17. yy.).Hâlâ gözleri odanın loş köşelerinde esrar avlayan Hacı Efendi güya hatiften kulağına bir şeyler fısıldanıyormuş gibi ellerini ileri uzatarak Hafız’a sükût işareti verdi (Hüseyin Rahmi, Hakk’a Sığındık, 1899).Fakat kurnaz kız böyle bir kelepiri mum değil, kibrit bile yakmadan Fener’de nasıl avlamış? (Hüseyin Rahmi, Şıpsevdi, 1909).
T. av + T. isimden fiil yapan ek +la-. bk. av.
8. yüzyıl Orhon Türkçesi metinlerinden itibaren abla- (veya avla-) biçimi ve "avlamak" anlamıyla tanıklanır. Runik alfabedeki B işaretinin /v/ karşılığında da olduğu savını benimseyenler avla- biçimini tercih eder (EDPT: 10). Krş. av.
kuş avlamak; balık avlamak; ağızdan sakız avlamak "ağzını aramak" (Meninski 1680: 540); gafil avlamak "teyakkuz etmemek"; rüzgar avlamak "süratle hareket etmek"; sinek avlamak "boş şeylerle uğraşmak"; tenha avlamak "birini yalnız iken görmek" (LOsm; KamTü).
ab ablasar ermeli teg erti (Kül İç Çor Yazıtı, 8. yy.).
ülgüsüz sansız keyiglerig avlap ölürdi (Eski Uygurca Metinler, Uigurica IV).
beg av avladı (Kâşgarlı Mahmud, Dîvânu Lugâti’t-Türk, 1072).
anda kim her şāha sultān diyeler / yüz kişi ben avladugum yiyeler (Gülşehrî, Mantıku’t-Tayr, 1317).
deryādan midye ve istiridyeler avlayup yerler (Evliyâ Çelebi Seyahatnâmesi, 17. yy.).
Hâlâ gözleri odanın loş köşelerinde esrar avlayan Hacı Efendi güya hatiften kulağına bir şeyler fısıldanıyormuş gibi ellerini ileri uzatarak Hafız’a sükût işareti verdi (Hüseyin Rahmi, Hakk’a Sığındık, 1899).
Fakat kurnaz kız böyle bir kelepiri mum değil, kibrit bile yakmadan Fener’de nasıl avlamış? (Hüseyin Rahmi, Şıpsevdi, 1909).