meaning in Turkish

1. means (synonym):

Yüzü parlak, sık dokunmuş bir ipekli kumaş türü; saten

pronounce

:

class / type;

Noun

Origin;

"Arapça aṭlas"

Sample sentence;

"Adamcağız üşenmeden çarşı pazar dolaşıyor, kızına üşenmeden çerçeveletmek ve işletmek için ucuz atlaslar, kadifeler, ipekler satın alıyordu."

Syllables;

at-las

atlas (2)

1. means (synonym):

Dünyanın, bir ülkenin, bir bölgenin fiziksel ve siyasal coğrafyası ile ekonomi, tarih vb. konularda toplu bilgi vermek için bir araya getirilmiş coğrafya haritaları derlemesi

pronounce

:

class / type;

Noun coğrafya

Origin;

"Latince"

Syllables;

at-las

2. means (synonym):

Bir konuyu açıklamak için hazırlanmış resim veya levhalardan oluşmuş kitap

class / type;

Sample sentence;

"Atıldığın bu macerada yolunu kaybedecek olursan bu düş atlasının sayfalarını karıştırabilirsin."